Beykoz Escort
PLATİN ÜYELER
VIP ÜYELER
GOLD ÜYELER
Beykoz Escort
Beykoz Escort Ceren, 26 yaşında, Beykoz’un yeşil ve sakin sokaklarında bir bahar dalı gibi açan bir kadındı. Sarı saçları, omuzlarından beline ipek dalgalar halinde iniyor, ışıkta dans ediyordu. Zümrüt yeşili gözleri, hem masum hem vahşi bir tutkuyla doluydu. Bal renkli teni, kırmızı mini elbisenin altında pürüzsüzce ışıldıyordu. Göğüsleri, elbisenin dekoltesinde kabarık, kalçaları eteği geriyordu. Beykoz’da escort olarak çalışıyordu, ama bu onun için bir sahneden ibaret; arzularını özgürce yaşadığı bir dünya.
Beykoz’da, bir villa kompleksinin ikinci katında, şık bir dairede yaşıyordu. Loş fenerler, ipek perdeler ve yumuşak bir koltuk, sığınağıydı. Ceren, müşterilerini özel bağlantılarla buldu. Bir akşam, yeni müşterisi Deniz ile buluşacaktı. Deniz, 33 yaşında, esmer, bir mimar, hayatın yoğunluğundan kaçmak isteyen biriydi. Ceren, buluşma öncesi aynada kendini süzdü; elbise kalçalarını sarıyor, dantel külot süzülüyordu. Bu gece bir kıvılcım olacak, diye düşündü.
Kapı zili çaldı.
Beykoz Escort Ceren, topuklarıyla kapıya yürüdü; etek her adımda kalçalarını vurguladı. Kapıyı açtı; Deniz, siyah gömlek içinde, elinde küçük bir parfüm kutusu duruyordu. “Merhaba, Ceren,” dedi, sesi derin. “Hoş geldin, Deniz,” dedi Ceren, gülümseyerek, kokusu gül ve misk. Parfümü aldı, “İnce düşüncelisin,” dedi, Deniz’i içeri davet etti.
Ceren, şarap doldururken, “Beykoz’a sık gelir misin?” diye sordu, gözleri Deniz’in dudaklarında. Deniz, “Senin için geldim,” dedi, içten. Ceren, koltuğa oturdu, uyluğu Deniz’e değdi. “Seni gördüm… içimde bir şeyler kıpırdadı,” dedi, elbisenin askısı kaydı. Deniz, “Ceren, sen… başka bir dünyadan,” dedi, gözleri göğüslerine kaydı. Ceren, Seni avucuma alacağım, diye düşündü.
“Rahatla,” dedi, parmakları Deniz’in gömleğine kaydı, düğmeyi çözdü. Deniz, “Ceren, bu…” dedi, ama nefesi hızlandı. Ceren, “Seni hissetmek istiyorum,” dedi, nefesi boynuna çarptı. Ayağa kalktı, elbisesi kalçalarında oynadı. “Unutulmaz bir gece olsun,” dedi, elbisesini sıyırdı, dantel sutyen göründü.
Deniz, “Muhteşemsin,” dedi, sesi çatallı. Ceren, yanına oturdu, bacakları dolandı, kalçaları sürtündü. Elini pantolonuna kaydırdı, penisinin sertliğini hissetti. Fermuarı indirdi; penis, sıcak, kalın, nemliydi. “Deniz, bu bizim için,” dedi, parmakları peniste dans etti. “Böyle mi?” dedi, ritmik hareket etti. Deniz, inledi; “Ceren, çıldırıyorum.”
Ceren, diz çöktü; dudakları penise dokundu, tuzlu tat yayıldı. Dilini ucunda gezdirdi, her kıvrımı tattı. “Seni böyle tatmak… bağımlılık,” dedi, dudakları penisi sardı, ritmik, boğazına aldı. Deniz’in inlemeleri doldu, elleri saçlarına dolandı.
Ceren, ayağa kalktı, külot yere düştü, teni parlıyordu. “Beni hisset,” dedi, Deniz’in kucağına oturdu, penisini eline aldı, teninde kaydı. Penisi içine aldı; sıcaklık, sıkılık, nefesi kesildi. “Deniz, inanılmazsın,” dedi, kalçaları ritmik hareket etti. Yatak odasında, çarşaflarda dans ettiler. “Bırak kendini,” dedi, Deniz’in spermleri içine fışkırdı, bedeni titredi.
Doruktan sonra, Ceren, Deniz’in göğsüne yattı; “Bu bir gece değil, değil mi?” dedi. Deniz, “Seni unutamam,” dedi, parmakları saçlarında. Beykoz, onların tutkusuna tanık oldu.